Radyolojik Muayene

Radyolojik muayene implant çalışmalarında asla ihmal edilmemesi ve mutlaka dikkatli değerlendirilmesi gereken bir safhadır. Alçı modeller hazırlanmadan önce genel fikir edinilmesi açısından panoramik filmler alınabildiği gibi, doğrudan şablon ve metal küreler yerleştirildikten sonrada film çekilebilir. Bu hekimin çalışma şartlarına bağlı bir durumdur. Ancak bilinmesi gereken implant için karar vermeden önce mutlaka radyolojik olarak komşu dişlerin, kemiğin, rezorbsiyon derecesinin,

anatomik yapıların durumun değerlendirilmesi zorunluluğudur. Metal kürelerden yararlanarak mesafe ve anatomik yapılara uzaklık şöyle hesaplanır. Metal kürenin çapı bizce malumdur, mesala 5 mm dir aldığımız ponoramik filmde bu 5 mm lik metalin verdiği görüntünün çapı cetvelle ölçülerek, implantı yerleştireceğimiz bölgenin vertikal yüksekliği de ölçülerek bir orantı kurulur ve buna göre implant gövdesinin boyuna karar verilir.
Panoramik filmlerden başka tam implantı yerleştireceğimiz bölgedeki kemiği daha net görmek için periapikal filmlerden, özellikle dişsiz hastalarda semfiz bölgesinin açısını, kalınlığını ve vertikal yüksekliği daha iyi anlayabilmek için lateral röntgenlerden, yine semfiz bölgesinin çapını anlayabilmek için oklüzal grafilerden yararlanılır.
Bu filmlerin hepsi bize ölçüleri iki boyutlu verir. Uç boyutlu görüntü elde edebilmek için kompüterize tomografi (CT) lerden de yararlanılır. Özellikle sarkık sinüs gibi durumlarda CT'ler faydalı olmaktadır, implant çalışmalarında CT ile değerlendirmeye gidilmesi ideal olmakla birlikte yöntemin pahalı olması bazen diğer filmler ile karar verilebilen vakalarda muhafazar davranmayı gerektirmektedir.
Klinik ve radyolojik kontroller bize çalışacağımız kemiğin boyutları, morfolojisi ve kalitesi hakkında fikir verir. Çeneler rezorbsiyon derecelerine göre beş sınıfa ayrılırlar.
1 Alveoler kemiğin büyük bir kısmı mevcuttur.
2 Orta derecede alveoler rezorbsiyon vardır ve sadece bazal kemik geriye kalmıştır.
3 İleri derecede alveoler rezorbsiyon vardır ve sadece bazal kemik geriye kalmıştır.
4 Bazal kemiktende bir kısım rezorbe olmuştur.
5 Bazal kemikte ileri derecede rezorbsiyon vardır.
Kemiğin spongiöz ve kortikal tabakalarının miktarına göre de kemik kalitesi dörde ayrılabilir. (Lekholm, Zarb, 1985)
1 Çenenin tamamına yakını homojen kompakt kemiktir.
2 Trebeküler kemik etrafını kalın bir tabaka kompakt kemik çevreler.

3 Trabeküler kemik oldukça fazladır, etrafında ince kompakt kemik vardır.
4 Trabeküler kemik oldukça gevşek yapıdadır ve etrafında ince kompakt kemik vardır.
Mandibula ve maksillanın farklı bölgeleri farklı yoğunlukta kemiğe sahiptir. 1990 yılında Minsch isimli araştırıcı bu konuda bir sınıflandırma yapmıştır. Buna göre, dişsiz alt çene anterior bölge yukarıda belirtilen 1. tipteki kemiğe, mandibula anterior ve posterior ile maksilla anterior palatinal bölge 2. tipteki kemiğe, maksilla anterior vestibül, maksilla posterior ve 2. tipteki kemiğe osteoplasti yapılan vakalarda 3. tipteki kemiğe ve maksilla tüber bölgesi ile osteoplasti yapılan 3. tipteki kemiktede 4. tipteki kemiğe eş bir yoğunluk vardır.
Kemiğe ait bu boyutsal, morfolojik ve yoğunluğa ait detayların hasta değerlendirmesi sırasında saptanması seçilecek implant gövdesinin türü, üstündeki protetik yapıyı kemiğin taşıma gücü, cerrahi işlem sırasında aletler kullanılırken gösterilecek ekstra dikkat gibi konular açısından önemlidir.
Mesela, vertikal yüksekliğin foramen mentaleler arasında 1 cm'den az olduğu durumda endosseöz implant uygulayamayacağımızı veya vertikal yüksekliği arttırmak için başka cerrahi işlemlere gerek olduğunu düşünmemiz lazımdır.
1. tipteki kemikte daha kısa boylu implantları yerleştirebiliriz. Bu kemiğin primer stabilitenin iyi olması gibi bir avantajının yanında çalışırken aşırı ısı ortaya çıkması, iyileşmenin geç olması ve implant yatağını hazırlarken zorlanma gibi dezavantajları vardır.
2. tipteki kemik en avantajlısıdır. Primer stabilite iyidir, beslenme rahat olur, kolay çalışılır ve bu tip kemikte hem vida hem de silindir implantlar seçilebilir.
3. ve 4. tipteki kemikte trabeküler yapı fazla ve gevşek olduğu için yatak hazırlanırken kaviteye fazla .girip çıkarak çapı genişletmemek gerekir. Silindir implant yerleştirilecekse son işlem tek seferde bitirilmelidir. Vida implant yerleştirilecekse yivini kendinden açarak yerleşen tipler tercih edilmelidir.
Kemiğin kantitesi ve kalitesi ne kadar iyi saptansada cerrahi işlem sırasında kemik üzerinde çalışırken esas detaylar açığa çıkar. Örneğin kemiğin beklendiğinden daha spongiöz, veya daha yoğun olduğu ameliyat sırasında anlaşılabilir.

Kaynak: Ağız, Diş, Çene Hastalıkları ve Cerrahisi Prof. Dr. Mustafa TÜRKER Prof. Dr. Şule YÜCETAŞ


ORAL İMPLANTOLOJİ
 

© Copyright 2007 - 2016, All Rights Reserved

Site içeriğinde bulunan bilgiler destek sağlamak içindir. Hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi, tanı ve teşhis koyması yerine geçmez